ONLİNE OYUNLARIN ZARARINI AİLELER BİLMİYOR
Kız ve erkek çocuklar, internet vasıtasıyla kendi yaşından büyüklerle tanışıyor. Özellikle gününün büyük bir çoğunluğunu internet kafede geçiren işsiz bir kesim gerçek hayatta yapamayacağı aşırılıkları bu çocuklara sanal yolla da olsa yapıyor. Belkıs Ertürk, karşılaştığı vakalardan da yola çıkarak her çocuğun cinsel istismar karşısında farklı tepki verdiğini söylüyor: “Çocuklar henüz hazır değilken sanal âlemde cinsellikle tanışıyor. Gördükleri karşısında korkup içine kapananlar da var, merak edip müptela olanlar da. Bu çocuklarda uyarı sistemi devreye giriyor. ‘Erken ergenlik’ başlıyor. İnternet ortamında taciz yaşıyorsa kendisi de başkalarına zarar veriyor, öğrendiklerini arkadaşlarına anlatıyor, onlara dokunmak istiyor. Cinselliği zamansız ve yanlış şekilde öğrenen çocuklar eğer kontrol edilmezlerse ileriki yıllarda daha farklı toplumsal sorunlara vesile oluyor.”
Çocukların hayatında eğlence ortamıyla diğer etkinlikler arasında sağlıklı bir denge kurabilmek her zaman zor olmuştur. İnternetin de günümüzde bu sıkıntıyı artırdığı kesin. Uzmanların ‘en tehlikeli’ diye tanımladığı unsurlardan biri de online oyunlar (çevrim içi oyunlar). İşi daha da içinden çıkılmaz hâle sokan ise ebeveynlerin yanlış yaklaşımları. Çünkü anne-baba işin içinde ‘oyun’ olunca çocuklarının saatlerce bilgisayarın başından kalkmamasını önemsemiyor, bunu bir sorun kategorisinde değerlendirmiyor
Sanal oyuna ilk dâhil olduğunuzda itibarınız ayaklar altında iken oynadıkça statü elde ediyorsunuz. Daha iyi şeyler yapmak, oyunda söz sahibi olmak istiyorsanız bu sefer de pamuk elleri cebe atmanız şart. Sizin ya da herhangi bir aile ferdinin kredi kartıyla kendinize savaşmak için ekstra donanımlar satın alıyorsunuz. Gücünüz arttıkça diğer oyuncular etrafınızda toplanmaya, size yakınlaşmaya, deneyimlerinizde
Çevrim içi oyunların hepsinin formatı birbirinin benzeri. Futbol, savaş ve şiddet, en çok kullanılan konular. Sabahtan akşama kadar tek gündemi oyun olanların bu ortamdan etkilenmemesi mümkün değil. Online oyunların vahametine Pedagog Adem Güneş dikkat çekiyor: “Bilgisayar önceden sadece bir makineydi. Ama oyunlar sayesinde artık yarı canlı biri. Bu da işin tehlike arz eden kısmı. Online oyunlar dendiğinde anne-babaların çok tedirgin olması lazım. Çocuğum hangi oyunu oynuyor, kimlerle konuşuyor diye araştırmalılar. Canlı bir dünya var. Böylesi bir ortamdan çocuğu koparabilmek çok zor. Oyundaki savaşta herkes bir sorumluluk paylaşıyor, bunu hayatının her alanında hissediyor kişi. Çocukların bedeni buradayken ruhu hep orada kalıyor. Oyundaki üyelerden biri uyuşturucu satanlarla irtibatlıysa çocuğunuz onunla arkadaşlık kuruyor, dışarıda buluşuyor.”
Türkiye’de sanal oyun pazarında uzun zaman ‘Knight Online’ oyunu popülerliğini korusa da son zamanların favorisi Metin2. Her iki oyun da fantezi rol tarzında. Savaş ve şiddet ön planda. Bu oyunlar kişiye kendini ifade etme hakkı, belirli bir listede yükselme ve oyuncunun motivasyonunu diğer oyuncuları kullanarak arttırma gibi özellikler sunuyor.