Ana Sayfa İnternet Alemi İnternete Kaydolan Bir Daha Silinemez!

İnternete Kaydolan Bir Daha Silinemez!

465
0

Internete Kaydolan Bir Daha Silinemez

TİB İnternet Daire Başkanı Osman Nihat Şen, eş seçiminden iş seçimine kadar internetin ana kaynak haline geldiğini belirterek, “İnternet sanal bir dünya değil. Attığınız her adım kayıt altında. İnternet ortamına giren kişi, önce bu gerçeği kabul etmeli” dedi.

KÖYDEN kente yeni göçmüş insanlar, nasıl olsa beni kimse tanımaz rahatlığıyla olmadık işler yapar ya, internete girenler de, “Burası sanal dünya, kim duyacak, kim bilecek, bilse bile ne olacak” mantığıyla inanılmaz şeyler yapıyor. Chat odalarında, facebook’ta, twitter’da yaşananlar zaman zaman gazetelere yansısa da bunlar devede kulak aslında. Aybersgin alt tarafında ise insanın peşini yaşadıkça, hatta öldükten sonra da bırakmayacak bambaşka bir dünya var.

 

Yaygınlaşmada birinciyiz.

 

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) İnternet Daire Başkanı Osman Nihat Şen, Avrupa Birliği Komisyonu’nun, AB’ye üye ve aday üye ülkeler arasında yaptığı araştırmada, internet kullanımının yaygınlaşması açısından Türkiye’nin ilk sırada olduğunu söylüyor. “Bu da çok şaşırtıcı değil” diyor Osman Nihat Şen, “çünkü Türkiye’de internetle yeni tanışan genç bir nüfus var. Bu nedenle internet artık kritik altyapı oldu yani vazgeçilmez bir hale geldi. Bu hızlı gelişme, doğal olarak internetin içeriğini de tartışmaya açtı.”
İnternet içeriği, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tartışma konusu elbette ancak Türkiye’de henüz iş seçiminden eş seçimine uzanan bir çizgide, internetteki ayak izleriniz takip edilmiyor.

CV yerine internet izine bakılıyor

 

ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerde, artık CV’lere değil, internetteki geçmişinize bakılıyor. Kimi zaman yeniyetme iken yaptığınız bir şaka, kimi zaman çocukça bir kapris uğruna gönderdiğiniz bir mail, kimi zaman sık sık ziyaret ettiğiniz bir site karşınıza ‘suç unsuru’ olarak çıkartılabiliyor. Çünkü, internette bırakılan hiçbir iz kaybolmuyor. İnternet Daire Başkanı Şen’e kulak veriyoruz:

Fazla merak iyi değil

 

İnternetteki kayıtlar hiçbir zaman silinmez. Orada attığınız her adım ömür boyu sizi takip eder. Bu nedenle, çocukluktan itibaren interneti kurallı ve güvenli kullanmanız gerekiyor. Çünkü orada yaptığınız her şey Üniversite sınavına girerken de, iş ararken de, eş ararken de sürekli karşınıza çıkacak. Bunu bilin, onun için dikkatli kullanın ve ileride sorun yaşamayın. Batı’da böyle bir kültür yerleşti bile ama bu kültür henüz Türkiye’ye gelmiş değil.” Şen, işin bu safhasında, Türkiye’deki yaygın yanlış anlayıştan da söz etme gereğini hissediyor. Çünkü Türkiye’de hâlâ, “Burası sanal dünya, ne yaparsam yanıma kâr kalır” mantığı egemen

Sanal havanın temizlenmesi

 

İnternette ortaya koyduğunuz bütün görüşler, girdiğiniz bütün tartışmalar, ziyaret ettiğiniz bütün siteler hiçbir yerde olmadığı kadar kayıt altındadır. Genel anlamda diğer kayıt altına almalarda belli bir ölçü vardır ama internette hiçbir ölçü yoktur. Bu kayıt altındalık size zarar getirebilir. Onun için dikkatli olmanız şarttır. Nasıl trafikte güvenli seyahatin birtakım kuralları varsa ve siz o kurallara riayet ediyorsunuz, internette de en az o kadar dikkatli olmanız gerekiyor. Bu olumsuz bir şey değil. Biz bunu internetteki havanın temizlenmesi olarak algılıyoruz.”

Mail’ler asla ‘delete’ edilmez

 

Peki ya mailler? Gerçek ismimizle eşimize, dostumuza, sevgilimize; sahte isimlerle sevmediğimiz kişilere gönderdiğimiz mail’ler, onlar da bir yerlerde kayıt altında mı acaba? Osman Nihat Şen’e kulak veriyoruz: “İnternetteki her şey gibi, doğal olarak mail’ler de kayıt altında. Ama istihbarat servislerinin bunlara bakıyor olması ayrı bir şey; depolaması, hepsini bir yere kaydetmesi ayrı bir şey. Bu birazcık ürkütücü ve herkesi tedirgin edici bir ifade. Ama şunu söyleyebilirim: Önce düşün, sonra paylaş. Çünkü ileride nasıl kullanılacağını bilemezsin. ‘Think before you post,’ AB’nin kabul ettiği bir slogan haline geldi.”

Demokratik olanı tercih ediyoruz

İçerik düzenlemesiyle ilgili dünyada iki farklı yaklaşım olduğunu hatırlatan Şen “Bunlardan biri yasaklama ve engelleme, diğeri ise kullanıcı tercihlerini etkileme yaklaşımı. Başta Avrupa ülkeleri, dünyadaki tüm demokratik ülkeler temelde ikinci yaklaşımı benimsiyor. Ancak, bu ülkeler engelleme, filtreleme ve uyar-kaldır uygulamalarını da yaygın olarak kullanıyor. Biz de demokratik yaklaşımı benimsiyoruz” dedi.

Aileler çocukları için tedirgin

OSMAN Nihat Şen, internete bağlı evlerle ilgili şu bilgileri verdi: “10.992 anne ve babayla görüşerek, evlerde kullanılan internetle ilgili bir araştırma yaptık. Ailelerin yüzde 85’i, internet karşısında çocuklarının risk altında olduğunu düşünüyor ve endişeleniyor. Daha ilginç olanı, çocukların yaşı büyüdükçü ailelerin endişe düzeyi artıyor. Çocukları 15 yaşın üzerinde olan ailelerde bu endişe düzeyi yüzde 93’e çıkıyor. Bizim amacımız endişe düzeyini aşağı çekmek, çünkü bu durum interneti tehdit ediyor.”

İnternet artık modern dadı gibi

Aynı araştırma, çocuklarımızın yaşları ilerledikçe interneti sosyalleşme aracı olarak kullandığını da koyuyor ortaya. Söz gelişi, 7 yaşındaki bir çocuğun sosyal ağları kullanım oranı yüzde 8’de kalırken, yaşı 15 olduğunda bu oran yüzde 58’e çıkıyor. Bir başka ifadeyle, internet çocuklarımızın bakıcısı ve dadısı olmuş durumda.

Yasaklar bizi daha güvenli yapmıyor

 

ABD ve Avrupa’da ortaya çıkan birtakım siteler, internet geçmişinin temizlenebileceğini iddia ediyor. Osman Nihat Şen, bunun mümkün olmadığını söylüyor. ‘Güvenli web’ konusunda dünyaya örnek olduğumuzu da vurguluyor Şen. İnternet Daire Başkanlığı’nın ‘güvenli web’ için hazırladığı broşürler, Avrupa’daki bütün okullara dağıtılacak.

ABD ve Avrupa’da birtakım internet siteleri çıkmaya başladı ortaya. Bu sitelerin temel iddiası, ‘internet geçmişinin itina ile temizlenebileceği’. Kimi zaman küçük, kimi zaman nispeten büyük bir ücret karşılığında, internet geçmişinizin size zarar vermesi muhtemel bir bölümünün silinebileceğini söylüyorlar. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) İnternet Daire Başkanı Osman Nihat Şen, bunun mümkün olamayacağını ifade ediyor. Şen’e göre, bir şeyin silinebilmesi için kayıtlı olması gerekir. Oysa internette yapılanlar belli bir yerde kayıtlı değil. Bu nedenle silinmesi veya ortadan kaybolması imkânsız. Peki o halde ne yapmak lazım? Şen’in cevabı son derece net: Dikkatli olmak: “Ben mesela her yerde mail adresimi açmıyorum. Trafikte nasıl dikkatli olmak gerekiyorsa, internette de aynı dikkati göstermek gerek. Yine de kaza olmaz mı? Olabilir. Buna da hazırlık olmanız lazım.”

Güvenli internet insan hakkı

Osman Nihat Şen, başta çocuklar olmak üzere ‘güvenli internet’in herkesin en doğal insan hakkı olduğunu söylüyor son derece açık bir biçimde. Arkasından da ekliyor, “Yasaklama hiçbir zaman çözüm değil.” Peki ‘güvenli internet’ için asıl çözümü nerede aramalıyız? Şen, kullanıcıları bilinçlendirme işini resmi kurumların değil, sivil toplum kuruluşlarının üstlenmesi gerektiği kanaatinde. Bu konuda bütün birikimlerini paylaşmaya hazır olduklarını da bilhassa vurguluyor:

Sürece sivil inisiyatifleri sokmanın doğru bir yaklaşım olacağı kanaatindeyim. Söz gelişi, Başkanlığımızın kullanıcıları hedef alan bilinçlendirme faaliyetlerini artık sivil toplum örgütleri üstlenmeli ve yürütmelidir. Çünkü internet ürünlerini satın alan kullanıcılar aynı zamanda birer tüketicidir ve hakları, tercihleri, talepleri çok değerlidir. Başkanlığımızın bilinçlendirme faaliyetlerinde temel amacı, sivil inisiyatiflerin başlatılan bu faaliyetlere sahip çıkması ve bunları geliştirip kullanıcı hakları düzeyine taşımasını sağlamaktır. Bu konudaki birikimlerimizi sivil girişimlerle paylaşmaya da hazırız.” İnternet Daire Başkanlığı, kullanıcıları bilinçlendirme faaliyetleri üç ana dalda organize ediyor. Önce anne ve babalar yani aileler hedef alınıyor. İkinci sırada çocuklar, üçüncü sırada ise internet kafeler mevcut.

Bütün internet kafeler kayıtlı

Mesela internete bağlı bilgisayarın oturma odasında, herkesin gözü önünde olması isteniyor. Amaç, çocuğun internetle ilişkisini kontrol etmek. Çocuğu baştan savmak amacıyla odasına bilgisayar koymak ve internette saatler geçirmesine ses çıkarmamak her zaman ters tepebilir. Bu konuda İnternet Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan broşürlere www.guvenliweb.org.tr adresinden ulaşmak mümkün. Avrupa’daki bütün okullara dağıtılmak için İngilizce’ye de çevrilen bu broşürler, bu sahada yapılmış en iyi çalışma olarak kabul ediliyor.

İşin en çarpıcı tarafı ise Türkiye’deki bütün internet kafelerin kayıt altına alınmış olması. Hangi kentte kaç internet kafe olduğu biliniyor artık. Üstelik, yine aynı sitede, hangi kentte kaç internet kafe olduğu harita üzerinde de gösteriliyor.

Anlaşılan o ki, bütün insanlığa faydalı olabilecek bir sistem veya ürünle inanılmaz zararlar vermek de mümkün. Tıpkı atom parçacığı veya atom bombası gibi, tıpkı nükleer tıp ve nükleer silah gibi… İnternet de öyle…

İnternette kişisel bilgiler satılıyor

Dolandırıcılık sitelerine dikkat çeken Osman Nihat Şen şu bilgileri verdi: “Bilgi ve İhbar Merkezi’ne yapılan şikâyetlerin önemli bir bölümü, dolandırılan vatandaşlara ait. Son zamanlarda, ‘partner, sesli chat, escort’ gibi kavramlarla kullanıcıları kendine çeken ve zarara uğratan web siteleri sık sık karşılaşılıyor. Bu tür web sitelerinin amacı kolay yoldan para kazanmak. Bu tür siteler ziyaret edildiğinde, yeterli güvenlik önlemleri alınmamış bilgisayarlara fark edilmeden yüklenen bir program ile kişisel verilere erişiliyor. Arkadaşlık, sohbet, resim gibi içerikler sunacaklarını taahhüt eden bu tür web siteleri, kullanıcıları üye yapıyor. İçeriğin bir kısmını sunarak daha fazlası için talep oluşturuyor ve böyle böyle kullanıcıyı soyuyor. Bununla da kalmıyor, kullanıcının bilgileri başkalarına aktararak onların da dolandırmalarını sağlıyor.”

 

Kaynak: Hürriyet, Sefa Kaplan

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz